Hacı Hafız Efendi’nin İcazetnamesi”Değerler ve İlkeler Manzumesi”
Allah beni ilim öğretmeye muvaffak kılınca, yanımda ikinci defa bazı anlayış erbabı toplandılar ve benden akli ve nakli ilimler ile edebi sanatları aldılar. Adet üzere müzakere son bulduğunda benden icazet ve mezuniyet istediler. Ben her ne kadar bundan uzak olsam da,onlar beni buna layık zannediyorlardı. Sühreverdi şöyle der; “Eğer onlar gibi olamazsanız da
onlara benzeyin. Çünkü keremlilere benzemek kurtuluştur.” Benim ders meclisime katılıp benden bazı ilimleri tahsil edenlerden biri de faziletli âlim ve kâmil, mahir, keskin bir zihin ve doğru düşünce sahibi El Hac Hafız Ali Efendi Bin El Hac Hasan El Trabzoni’dir. Üstatlarınâdeti olduğu üzere benden icazet almıştır. Allah onu ilimde derya olan âlimlerden eylesin.
Ona hep hüsnü zan besledim, sorularına cevap verdim ve ona genel olarak tüm sanatlarda icazet verdim. Rivayet edilebilen tüm ilimlerde benden rivayet edebilir. Teorik, pratik, akli ve nakli tüm konularda dirayet gösterebilir. Rivayet ve dirayet ehli nezdinde muteber olan şartlara riayet etmek, başta ve sonda illaki gerekli olan mukaddimeleri vermek kaydıyla dilediği zamanda ve dilediği yerde dilediği şahsa karşı bana isnat edebilir. Kendisine en ağır ve en basit konularda takriri âlimlerinin yazdığı, her türlü kapsamı ve kuşatıcı tahrir ailesinin sultanlarının kaleme aldığı kıymetli kitapları okuma ve engin denizlerden istifade etme icazeti verdim.
Sana ve tüm Müslüman kardeşlerime -Allah kendilerini barış diyarı olan cennete yerleştirsin ki- büyük meşâyihin yolundan giderek Allah’ın genel olarak peygamberleri ve tüm velilerinin dili ile nasihat ettiği ve Efendimiz (s.a.v)’in özel ihvanı ve ashabının büyüklerine nasihat ettiği gibi; gizli ve aşikâr her yerde Allahü Teâlâ’dan takva sahibi olmayı, zahiri ve batıni yapmak istediğin her şeyde Allahü Teâlâ’yı gözetmeye devam etmeyi tavsiye ederim.
Bu ise ancak insanların elinde bulunanlardan umudunu kesmekle ve günah olanlara düşme korkusuyla günah olmayanları da terk etmekle kendi özünde gerçekleşir. İşte o zaman Allahü Teâlâ’nın “Allah’tan hakkıyla korkun” sözüne imtisal gerçekleşmiş olur. Yine Allahü Teâlâ’nın “Allah katında en değerliniz en takva olanınızdır” ifadesinin işaret ettiği mana her daim meydana gelmiş olur. Kim takvayı başarırsa din ve dünyada kurtuluşa ermiş olur. İki cihanda zararlardan emniyette olur. Çünkü takva her hayrı toplayandır. Bu kimse Allah’tan hakkıyla hayâ etmiş, başını ve başının üzerindeki organlarını, karnını ve karnının altındaki organlarını korumuş olur.
Dünyadan eline geçene kanaat et, kaçan veya imkânsız olana ümit besleme. Güzel ahlaklı ve hoş tavırlı ol. Çünkü bu kıymetli ve faziletli kişilerin âdetleri olup sahibini dünyada ve ahirette izzetli kılar. İlmi yayma ve ifade koltuğunda otur. Çünkü bunlar ibadeti besleyen şeylerdir. Mühim olan dersini, bugünün ve dünün diğer mühim şeylerinden önce tut. Mütalaa ederken ahmakça bir bakışla yetinme. Bakışlarını kitaba rastgele vurma. Nazarını ilk mana
ile yetindirme. Bilakis ikinci manalara kavuşasın diye derin düşün. Hayra ait fiillerin kaynağı ol. Başkalarının işlerinden gözünü kes. Aklı düzgün, amelleri kat kat ol. Sözü hastalıklı ve kemali eksik olma. Kelamın etrafına ve gayeyi inşaya bak. Böylece her makamda maksuda erişesin.
Kendini sadece ihvana öğretmeye bağla. Akranların arasında müstesna biri ol. İlim için sana gelene ilmi öğret. Dua alabileceklerini ganimet bil. İlim talebi ile birlikte fakirlik de zenginlik de gözünde eşit olsun.
Haber-i muzari olmaya çalış ki karar gününde şanın yüce olsun. İlimlerdeki konulara bağlı kalmak şartıyla sınırlara ve resimlere riayet et. Mutasavver ve musaddak olanları incele. Böylece meçhul olanlar malum olsun. Tahkik ve tetkik ile uğraş. Türlü türlü ve şüpheli olanlardan uzak dur. Çünkü ilk ikisi büyük âlimlerin yoludur. Son ikisi ise vehim kaynağıdır.
Zihnini müzakereye yönelt. Böylece bahislerde basiretli olursun. Tevhit konularını iyice yerleştir ki, taklit batağından kurtulasın.
Usulleri İslam’ın feri konularına uygula. Tüm günlerde bunun gereği ile hareket et. Haberlerde geçen Sünnet-i Seniyye’ye bağlı kal. Herhalde ve tavırda bunlara sarıl. Her halükarda Allah’ı zikret. Çünkü emellere ulaştıran O’dur. Allah’ı zikreden ve Allah’ın da onu zikrettiği kişiden daha yüce makamda kim vardır? Rabbini bırakıp hevası ile meşgul olandan
daha fazla kim hüsrandadır? Allah’ı unutup da unutulma. “Belki” ve “sonra” diyerek Allah’a yönelmeyi erteleme. Vakit gibi keskin ol, “ola ki” deme! “Belki”den sakın! Çünkü bu hastalıkların en tehlikelisidir.
Mahlûkat ile çok iyi geçin. Merhametli, yumuşak, şefkatli ve hoş davranışlı ol. Elinde olduğu sürece onların ihtiyaçlarını gider. Merhametli, yumuşak davran ve kinini yut. İşler kötü gittiğinde ve sevincin kaybolduğunda akıllı kimselerin görüşüne danış, nasihat verenlerin istişaresine kulak kesil. Sormaktan çekinme. Yardım istemekten geri durma. Çünkü sorman ve teslim olman, diklenip pişman olmaktan daha hayırlıdır. Ömrünü riya ve çekişmelerle harcama. İnsanlarla muamelen Lokman (a.s.)’dan nakledilen yol üzere olsun.
İki şeyi hatırlat, iki şeyi unut. Hatırlayacakların Allah ve ölümdür. Unutacakların ise başkalarına olan iyiliklerin ve başkalarından sana gelen kötülüklerdir. Bu bapta El-Camiu’s- Sağır’da geçen şu hadis yeter. “Faziletlerin en faziletlisi seninle ilişkiyi kesenle bağ kurman, seni mahrum edene vermen, sana zulmedenden geçmendir.” Bir başka rivayette de “Sana kötü davranana iyilik yapmandır.” Buyrulur.
Allah’tan işlerimizi üstlenmesini, kalplerimizi marifet nurları ile açmasını, amel ve niyetlerimizde bize ihlası rızık olarak vermesini, evlat ve zürriyetlerimizi bize mübarek kılmasını ve bizleri son nefesimizde “La İlahe İllallah Muhammedün Resulullah” (Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed Onun Resulüdür) sözüne muvaffak kılmasını isteriz.
Allah(c.c.), Efendimiz Muhammed’e (s.a.v), onun ailesi ve ashabının tümüne salat etsin.Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.
(*) Oğuz karyesinin yetiştirdiği üç devrin İslam âlimi, Hacı Hafız unvanıyla meşhur Uzunhüseyinzade Hacı Ali Uzunboy Hocamız (1872-1968) için medrese hocası Arapkirli Hüseyin Avni Efendi’nin (Karamehmetoğlu, 1864-1954)) 1907 yılında yazdığı icazetnamesinden özetlenerek alınmıştır.
İbrahim Demirci
Eğitimci-Yazar